Hakkımda

Fotoğrafım
Şimdiye kadar İstanbul’da yaşadı, orada da doğdu . Toplamda 12 yılını İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi koridorlarında geçirdi. Sosyolojide yaptığı yandal sırasında yoğun oryantalizm ve Said tartışmalarının etkisiyle yüksek lisans tezini medyada oryantalizm üzerine yaptı. Doktorada kafasından türlü çeşitli konu geçişi sonrasında yeni medyanın toplumsal etkileri üzerine çalıştı ve bu konuda çalışmayı sürdürüyor. Takıntılı bir biçimde iletişime erişmede eşitsizlik üzerine konuşup duruyor. “Ne var canım onlar da erişseydi” karşı çıkışlarını duydukça çıldırıyor. O anlarda bir ejderha gibi ağzından ateş püskürtmek istiyor. İletişim sosyolojisine ilgi duyuyor ve bilimin, ticaret için değil toplum için olduğuna inanıyor. “Yaptığından hoşnut olan bir öğretim elemanı emekliye ayrılmalıdır” sözünü benimsiyor, o yüzden yazdığı her şeyi iki gün sonra beğenmiyor.

16 Ağustos 2017 Çarşamba

Köprüde

Bazen insan uzaklaşır gider kendinden öylece. Hani meşhur laflar gibi falan da değil: “Bendim ama kendimi dışarıdan izliyordum sanki” Hiç öyle değil. Yok gibi, kaybolmuş gibi, silinmiş gibi, sanki “yok kişilerin” arasına katılmış gibi.

Bir an varlık gösterme çabası, bir an unutulup gitme isteği ikilemi arasında geçen günler bilir misiniz?

Sıklıkla varlığınızı sorguladığınız, amaçlarınızdan, kendinizi var ettiğiniz şeylerden çokça uzaklaştığınızı düşündüğünüz zamanlar…

Yüzünüzün yansımasına oldukça yabancı olduğu zamanlar, bu nedenle bütüne değil, illa bakmak gerekiyorsa detaylara bakıp bütünlüğünden koparmaya çalıştığınız zamanlar. Detaylarda kaybolmaya yazgılanmak bütünden kaçısın, o yabancı yüzden ırak olabilmenin tek çıkarıdır çünkü.

Kendine gelmeye çalışmak, kendini toplamaya çalışmak, kendinde toplanmaya çalışmak zordur. Olağanüstü Hal Dönemlerinde toplanma hakkı yoktur çünkü. Hem de öyle üst bir erk nedeniyle değil, kendi engellerinizle.

İçe dönmek de zordur, çünkü son çıkış noktası geçilmiştir artık. Hem de karayollarının duygusal uyarıları gibi bir uyarı da vermemiştir size: Köprüden Önce Son Çıkış. Bir bakmışsınız köprüdesiniz işte.

Gemileri yakmak gibi değildir köprüde bulmak kendini. Biri tercih edilendir, biri tercih ettirilen. Birinde karar veren sizsinizdir, birinde başka şeyler… Size düşen köprüde yol almaktır artık çarpa çarpa, incine kalka.

Kah düz gitmeye çalışarak tüm dikkatinizi yola verirsiniz kah yoldan sapıp vura vura ilerlersiniz. Hep vursanız sonu vardır, hep dümdüz gitseniz de…


Bir öylesine bir böylesine karar vermek ise ölümcül olmasa da süründürücüdür, içten içe tüketicidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder